Deprem Psikolojisi

Deprem Psikolojisi

6 Şubat sabahı Ülkemiz dünya tarihinde pek rastlanılmayan bir afete uyandı. Gaziantep ve Kahramanmaraş merkezli 3 büyük deprem… Büyüklüğü ve genişliği ile dünyada eşi benzeri bulunmayan bu facia birçok insanı derinden ağır şekilde etkiledi. Facianın adı “Deprem”. Ülkemiz deprem ülkesi olduğunu unutmuş şekilde yaşantımıza devam ederken bir anda kendi acı şekilde hatırlattı. Gece saatlerinde meydana gelen bir faciaya ülkemiz ve insanlarımız hazırlıksız yakalandığı için facianın etkisi daha ağır oldu. Birçok insan hayatını kaybederken birçok insan akrabalarını, sevdiklerini, evlerini, işlerini kaybetti. Sonucun tahmin edilemeyecek kadar büyük ve ağır oldu. Yapılan birçok (doğru/yanlış) müdahale oldu.  Tek amaç acının boyutunu azaltmak idi ama canımız çok ağır yandı.

Deprem sonrasında ülke olarak hazırsızlığımızın tam sonucunu görmüş olduk. Kenetlenme ve yardımlaşmanın bile doğru yapılması gerektiğinin, aksi durumda bu değerli kavramların bile zarar verdiğine şahit olduk. İnanılmaz bir gayret ve çaba vardı herkeste. Tek Gaye sevdiklerini kurtarmak, çalışıp kazandıklarını kurtarmak… Tabi kriz durumunda bu süreci sağlıklı yönetmek çok daha önemli olduğuna şahit olduk. Depremden sağlam şekilde dışarı çıkan insanlarımızın, ani kararlar alarak kendi hayatlarını zora koyduklarına şahit olduk.

Depremin insan üzerinde bıraktığı en büyük iki duygu nedir diye sorarsanız; biri Kaygı diğeri ise Korku derim. Korkudan ne yapacağını bilemeyen ve telaşlananlar, deprem esnasında yapılması gereken davranışlardan uzak bir tavırlar gösterdiler. Hem kendi hayatını hem de sevdiklerinin hayatlarını tehlikeye atmak zorunda kaldılar. Kriz durumunda ki korku duygusu, sağlıklı düşünce yapısından uzaklaşmasana sebep olabilir. Her ne kadar depremin etkisi sonucunda şiddetli korku hissetsek de, olumsuz duygumuzu kontrol altına alarak sağlıklı şekilde hareket etmemiz gerekiyor. Ani kararlardan almaktan sakınmalıyız. Korku duygusu sonucunda yapılan davranışlar bilinç halinden uzak davranışlar olup tamamen korku duygusunun etkisi ile yapılan davranışlardır.  Bilinçsizce yapılan her davranış sonucunda olumsuz etkileneme ihtimalimiz yükselecektir.

Diğer duygumuz ise Kaygı. Depremden sonra en yoğun yaşanan duygudur kaygı. Faciaya maruz kalmış bütün herkesin aklında belki de aynı sorular dolaşmaktadır. Şimdi ne olacak? Bir daha olur mu? Evimi kaybettim, işimi kaybettim şimdi be yapacağım? Vb. birçok soru insanların aklını kurcalamaktadır. Asgari düzeyde hissedilen kaygı insana faydalı olur iken yoğun yaşanan kaygı duygusu insanlara sağlıksız kararlar almasına sebep olabilir. Deprem sonrasında en çok hissedilen kaygı gelecek kaygısıdır. Gelecekte ne olacak acaba bir daha deprem olur mu vb birçok düşünce yüzünden karamsarlığa düşebiliyoruz. Karamsarlık umudumuzu azaltarak daha depresif bir hale girebiliriz. Bu tarz durumlarda elimizde olan durumları kontrol altına almamız, elimizde olmayan durumlar için de sabırlı şekilde beklememiz gerekir.

Deprem sonrasında birçok insanda panik atak durumu gösterebilir. Normal olan bu durumun zaman içinde düzelmesi beklenir. Eğer zaman geçmesine rağmen herhangi bir azalma ya da düzelme olmazsa uzman desteği alarak bu durumun üstesinden gelinmelidir. Olumsuz duyguların hayatınıza ve geleceğinize etki etmesine müsaade etmeyin. Eğer baş edilemeyecek seviyede ise mutlaka uzman desteği alabilirsiniz.

 

Uzm. Psk. Dan Muhittin DAR

Gaziantep Psikolojik Danışmanlık ve Aile Terapi Merkezi